Sık Sorulan Sorular

Obetize'ye dair herşey..

Sık Sorulan Sorular



1. Obezite Ameliyatları Riskli midir?
Genel olarak her hasta ve yakınları ameliyat denilince ciddi bir korku ve telaş içine girmektedir. Haklı olarak medya ve kulaktan dolma bilgilerle hep ameliyatların ölümcül olduğu veya ameliyat olsan da sonra tekrar kilo aldığı gibi klişe yanlış bilgiler sürekli toplumsal olarak bireyleri esir almaktadır. Aslında obezite ameliyatları ölüm riski deneyimli cerrahlar tarafından yapıldığında bir safra kesesi veya apandisit ameliyatından farksızdır. Bu ameliyatta yanlış bilinen bir durum da aslında ölüm riski ameliyatın kendisinden ziyade obezite hastalığının getirdiği risklerden kaynaklanmaktadır. Çünkü obezite kalbi, akciğerleri, damaları vb. birçok hayati organı etkilemektedir. Bu bozulmalar da ameliyatlar sonrası problem çıkma ihtimalini artırmaktadır. Bu nedenle bu hastalar obezite ameliyatı da olsa, safra kesesi ameliyatı da olsa hatta sezeryan bile olsa aynı ölüm riskini taşımaktadır. Genel olarak obezite cerrahisi sonrası ölüm riski bin hastada 4 hasta civarıdır. Bu risk ise her ameliyat için kabul edilebilir bir risktir. Özellikle laparoskopik (kapalı) ameliyat tekniği sayesinde hem ölüm riskleri çok azalmış hem de ameliyat sonrası toparlanma süresi çok çabuk olmaya başlamıştır. Bu nedenle obezite ameliyatları artık korkutucu ameliyat olmaktan çıkmıştır.

2. Obezite ameliyatının riskleri nelerdir?
Ameliyatların erken ve geç dönem olarak risklerini iki gruba ayırabiliriz. Erken Dönem: Emboli: Emboli (pıhtı atması) olayı bacak toplardamarlarında oluşan pıhtının ameliyat esnasında kalbe, beyne veya akciğerlere atması sonrası görülen ve cerrahinin en korkutucu komplikasyonudur. Pıhtı atması tüm ameliyatlar için risktir. Ancak aşırı kilolu, diyabetik ve ileri yaş olan hastalarda görülme ihtimali artar. Bu nedenle obez hastalarda risk normal hastalara göre daha yükselmektedir. Ancak bu ameliyatın değil hastanın vücudunun getirdiği bir komplikasyondur. Emboliyi önlemek amacıyla ameliyat öncesi gece kan sulandırıcı iğne ve emboli çorabı, ameliyat esnasında bacak kanlarını pomplayan motor çorap, gibi önlemleri alarak hastayı olabildiğince erken yürütüyoruz. Ancak tabiki riski sıfıra indirmek imkansızdır. Kaçak: Midenin stapler (zımba) ile kesimi sonrası kesim hatlarından sızdırma olabilir. Bu gibi durumlarda kaçak takibi, endoskopik stent uygulaması veya tekrar ameliyat gerektirebilir. Kanama: Mide kesim hatlarında ameliyat sonrası erken dönemde kanamalar görülebilir. Bu durum genellikle tekrar ameliyata alınarak kanamalı bölgenin dikilmesi ile kontrol altına alınabilir. Çok sıklıkla görülen bir durum olmamaklar birlikte tüm ameliyatlarda oluşabilecek bir komplikasyondur. Bazen kanamanın önlenmesi amacıyla kesim hattı dikilebilir. Geç Dönem: Vitamin eksiklikleri: Tüm obezite ameliyatlarında ameliyat tipine göre kalıcı veya geçici B12, vitamin D, çinko, magnezyum, selenyum ve eser element eksiklikleri olabilir. Mutlaka ameliyat sonrası belirli periyotlarla kontrolleri yapılıp takviyesi gerekmektedir. Safra kesesi taş oluşumu: Aslında obezite ameliyatı sonrası safra kesesi taşı oluşumunu açıklayacak net bir teori olmamasına karşın hızlı kilo vermeye bağlı %25 oranında safra kesesi taşları oluşabilmektedir. Bu nedenle ameliyat sonrası karın ve sırt ağrısı olursa ultrasonla kontrol edilmelidir. Kum saati mide: Bazı tüp mide ameliyatları sonrası midenin gövdesinde hareketlilik azalabilmektedir. Uzun dönemde mide hareket azlığına bağlı gıda geçişleri düzenli olmayacağı için hastada yemek sonrası kusmalar görülebilir. Sanki gövdede darlık varmış gibi tablo ortaya çıkar. Bu durum ameliyat gerektirir ve ameliyatı by-pass ameliyatına çevirmek gerekecektir. Tekrar kilo alma: Ameliyattan 3-4 yıl sonra hastaların %15-20’sinde geri kilo alabilir. Bu durum aslında hastanın yeni hayatına alışamaması ve sürekli yeme güdüsünden kurtulamaması neticesinde olmaktadır. Zaten ilk yıllar mide fazla gıdaya kusma ile yanıt verecektir. Ancak bu durum yıllar geçtikçe midenin genişlemesine yol açacağı için ilk yıllarda beslenme davranışını oturtmak gereklidir. Bunun için gerektiğinde diyetisyen ve psikologdan yardım almak lazımdır. Uyumsuz hasta gruplarında geri kilo alımı olabilir. Saç dökülmesi: Nedeni halen açık değildir. Hızlı kilo vermeye bağlı olabileceği söylensede kim çalışmalarda çinko eksikliğine kim çalışmalarda ise yetersiz protein alımına bağlı olduğu söylenmektedir. Ancak nedeni ne olursa olsun ilk 3 ay saç dökülmesi yoğun olmakla birlikte 6.aydan sonra eski saçlarına hasta kavuşmuş oluyor.

3. Ameliyat sonrası geri kilo alırmıyım?
Aslında ameliyat sonrası hasta için yeni ve bembeyaz bir sayfa açılmaktadır. Bu yeni hayatta hem kilolarını verecek hem de eski obeziteye yol açacak zararlı alışkanlıklardan kurtulacaktır. Zira ameliyat sonrası dönemde en az bir yıl mide zararlı ve kalorili gıdaları aldığımızda şiddetli bir refleks vererek bu alışkanlıklardan uzak durmamızı sağlayacaktır. Ameliyat sonrası ilk yıla biz eğitim dönemi diyoruz. Bu dönemde zayıflarken doğru ve sağlıklı beslenme eğitimi ile vücudumuza yeni bir davranış alışkanlığı kazandırmayı hedefliyoruz. Bu dönemde katı bir diyet sistemi yok. Sadece dengeli düzenli ve gerektiği gibi yemeyi ve doyduğumuzda bırakmayı bilmeyi alışkanlık haline getirmeyi hedefliyoruz. Genellikle bu uygulamamıza uyum sağlayan hastalarda sonradan geri kilo alma olayı olmuyor. Ancak bazı hastalar ameliyatın sihirli bir değnek olduğunu ameliyat olunca ömür boyu artık kilo almayacağı algısına kapılabiliyor. Bu oran ise %15-20 arasında değişiyor. Yani 5-6 hastada 1 ‘i tekrar kilo alabiliyor. Bu nedenle ameliyatı bir sihirli değnek gibi görmemek ve yaşantımıza ameliyat sonrası süreci oturtmamız gerekiyor. Yoksa revizyon ameliyatı gerekecektir. Yani ameliyat sonrası kilo almak ya da almamak büyük oranda sizin elinizde.

4. Ameliyat sonrası nasıl bir hayatım olacak?
Ameliyat sonrası 30 günlük aşamalı katı diyete geçme döneminiz olacaktır. Biz ameliyat sonrasını iki döneme ayırıyoruz: -Kilo verme dönemi: Bu dönem 30.günden sonra başlayıp kilonuzun sabitlenene kadar azalması dönemidir. Bu dönemde diyetisyenimizin belirlediği program dahilinde ortalama 7-8 ay sürecektir. Bu süre içinde fazla kiloların %70-80’i gitmektedir. Bu dönemde şekerli yağlı ve kalorili gıdalardan uzan durulmasını protein ve vitamin içeren besinlerin tüketilmesini öneriyoruz. Bu dönem aslında öğrenme dönemidir. Midenin sizi sürekli olarak fazla gıda alımında ya da zararlı gıda alımında reaksiyon vererek sizi uyaracaktır. Bu nedenle porsiyon ayarlamasının midenize göre yapılması, çiğneme alışkanlıklarının geliştirilmesi ve katı ile sıvı gıdaların aynı anda tüketilmemesi gibi alışkanlıkların edinileceği aynı zamanda spor alışkanlıklarının hayatımıza oturtulacağı dönemdir. - Kilo koruma dönemi: İdeal kiloya ulaştıktan sonra verilen kiloların tekrar alınmaması yapılan dengeli beslenme dönemidir. Bu dönem bir diyet dönemi değil aslında ömür boyu uyulması gereken kuralları barındırır. Özellikle yasak bir gıda yoktur ancak davranış değişikliğinin, yeme alışkanlıklarının uygulanacağı dönemdir.

5. Ameliyat sonrası spor aktivitelerine ne zaman başlayabilirim?
Taburculuk sonrası ilk 1 ay zayıflamak amacıyla spor yapılmasını uygun görmüyoruz. Ancak hem akciğerlerin açılması hemde kan dolaşımının düzenlenmesi amacıyla taburculuktan sonra ilk 1 aylık sürede günde iki kez 10-15 dakikalık yorulmadan yapılan yürüyüşler önermekteyiz. 30 günden sonra günde en az 45 dakikalık tempolu yürüyüşlere başlayabiliriz. 45 gün sonra salon sporlarına (kardiyo, fitnes, pilates vb.) başlayabiliriz. 2 aydan sonra ise yüzme ağırlıklı çalışmalar dahil tüm spor aktivitelere geçebiliriz.

6. Ameliyat sonrası işe ne zaman dönebilirim?
Kapalı (laparoskopik) ameliyatlar sayesinde işe dönüşler diğer ameliyatlara göre çok daha hızlı olmaktadır. Yine de hastaların hem toparlanması hem de diyet programına adapte olmaları amacıyla ameliyat sonrası 15-20 gün istirahat öneriyoruz.

7. Ameliyat sonrası ömür boyu ilaç kullanmam gerekiyor mu?
Ameliyat sonrası dönemde ilk 1 hafta kan sulandırıcı iğne yazıyoruz. Ayrıca midenin iyileşme süresi boyunca 2 ay boyunca mide koruyucu ilaç veriyoruz. Vitamin ilaçlarını ise ilk 6 ay kullanılmasını ve sonrasında ise kontrollerde vitamin eksikliğine göre takviye yapılmasını öneriyoruz. Genellikle tüp mide hastalarında 6 ay sonrası vitamin ihtiyacı sıklıkla görülmüyor. Ancak baypass hastalarında ömür boyu vitamin ihtiyacı doğabilir.

8. Ameliyat sonrası saç dökülmesi normal mi?
Ameliyat sonrası süreçte sebebi tam anlaşılamasa da hızlı kilo kaybına, protein yetersiz alımına veya çinko eksikliğine bağlı olduğu düşünülen saç dökülmeleri görülmektedir. Sıklıkla hızlı kilo kaybeden ve dengesiz beslenen hastalarda görülmektedir. Tedavisinde protein takviyesi, çinko ve selenyum gibi vitaminlerin takviyesi yapılmaktadır. Zaten tedavi edilmese bile 6.aydan sonra saç dökülmesi durur ve yeni saçlar tekrar gelmeye başlar.

9. Ameliyat sonrası sigara/alkol kullanabilir miyim?
Sigara kan damarlarını etkileyeceği için ameliyat yaralarının iyileşmesini ve ameliyat sonrası problemleri etkileyecektir. Bu nedenle ameliyattan önce en az 3 hafta ve ameliyattan sonra 6 aya kadar sigara kullanılmasını önermiyoruz. Mümkünse tümüyle bırakılması için destekliyoruz. Alkol alımı ise en az 6 ay uygun değildir.

10. Ameliyat sonrası hamile kalabilir miyim?
Kilo verme döneminde ideal kiloya ulaşıp kilo sabit kalana kadar hamile kalmayı önermiyoruz. Ancak genellikle 18. aydan sonra hamilelik düşünülmesi uygun olacaktır.