Pilonidal sinüs nedir?
Halk arasında kıl dönmesi olarak da bilinen hastalık vücudun değişik bölgelerinde görülebilmesine rağmen en sık görüldüğü yer kuyruk sokumudur. Özellikle genç yetişkin grupta sıklıkla görülmektedir. Eskiden doğuştan görülen bir hastalık olduğu düşünülmekteydi ancak son dönemlerde kıl dönmesinin artık sonradan gelişen bir hastalık olduğu fikri ön plandadır.
Kıl dönmesi oluşumunda suçlanan faktörler nelerdir?
- Kıllı vücut yapısı
- Cinsiyet
- Şişmanlık
- Uzun süre oturma (Günde 6 saatten fazla oturarak iş yapma)
- Vücut temizliğinin az yapılması
Kıl dönmesi nasıl oluşur?
Kuyruk sokumu çevresinde veya saçlardan dökülen kıllar sırttan kuyruk sokumu çukuruna birikmektedir. Oturma ile de kıl burada cilde batarak iltihap oluşturmakta ve tekrarlayan bu iltihaplar yüzünden bu bölgede içerisinde kılların bulunduğu bir kesecik halini almaktadır. Çoğu zaman sessiz kalsa da bazen cilt ağzının kapanmasına bağlı apse atakları geçirir ve her apse atağı hastalığın büyümesine ve yeni delikler oluşturmasına yol açmaktadır. Bu nedenle kıl dönmesi hastalığının olabildiğince erken tedavi edilmesi gerekir.
Kıl dönmesi nasıl tedavi edilir?
Yıllardır bilinen hep kıl dönmesine cerrahi uygulamak hastalığın tedavi ettiğine inanılsa da cerrahi sonrasında bile nükslerin görülmesi ve kozmetik sorunlar hastalığın tedavisinde minimal invaziv yöntemlerin daha popüler hale gelmesinde etkili olmuştur.
Ameliyatsız Tedavi yöntemleri nelerdir?
Kristalize fenol tedavisi:
Kıl dönmesinin tedavisinde ilk kullanılan ameliyatsız tedavi yöntemi kristalize fenol tedavisidir. Kıl dönmesinde Kristalize fenol tedavisini dünyada ilk kez kullanan benim de hocam olan Prof. Dr. Osman DOĞRU’dur. Kendisi 1996 yılından beri sürekli hem ilk defa kıl dönmesi hastası olan hem de daha önce ameliyat olmuş ve nüksetmiş hastalarda kristalize fenol tedavisini uygulamakta ve son derece başarılı sonuçları vardır. Beraber çalıştığımız dönemde de hem tercübelerinden yararlandım hem de tedavinin ne kadar etkin olduğuna dair hastaların verileri üzerinde bilimsel çalışmalar yaptık. Bu çalışmamız 1026 hastanın 20 yıllık kristalize fenol tedavisi sonuçlarını içermekteydi. Makale 2020 yılında uluslararası bir dergide yayınlandı ve şu ana kadarki dünyada kristalize fenol tedavisi üzerine yapılmış en çok hasta ile ve en uzun takip içeren sonuçlarıydı. Bu çalışmamızda kristalize fenol tedavisinin kıl dönmesi üzerine başarısı %84,3 olarak bulduk. Yine daha önce ameliyat olmuş ve nüks olmuş hastalara kristalize fenol tedavisi uygulamalarımızın başarısını ise %71,2 olarak tespit ettik. Ve bu sonuçlar ameliyatsız tedavi yönteminde cerrahiye neredeyse eşdeğer sonuçlar olarak tedavinin konforuna ilaveten etkinliğinin de kanıtıdır.
Ayrıca sadece lokal anestezi ile yapılan bir işlem olup işlem esnasında kesme, dikme kanama ve ağrı problemleri görülmemektedir. Lokal anestezi kıl dönmesi deliklerinin kenarlarına yapıldıktan sonra delikler genişletilerek içerisindeki kıllar boşaltılır. Daha sonra deliklerden limon tuzu görünümünde kristalize fenol içeriye koyularak işlem tamamlanır. Ayrıca hastalar işlem sonrası işlerine dönebilmektedir. 20 günde bir seanslar yapılmakta ve delikler kapanana kadar devam etmektedir.
Lazer Tedavisi
Kıl dönmesinde lazerin kullanılmaya başlanması ameliyatsız tedavilerde yeni bir döneme geçiş yapılmasına yol açtı. Çünkü lazer tedavisi kolaylıklara bir de tek seansta tedavi kolaylığı ve rahatlığı eklemiş oldu. Lazer ışığı salan küçük bir iğne aracılığıyla kıl dönmesi kesesinin içerisini ısı ile eriterek yeni dokunun oluşumuna yer açmaktadır. Ayrıca eriyen doku artıkları kese içerisinde tekrar soğuyarak tıkaç görevi görmektedir.
Lazer birçok nedenden dolayı çok ideal bir tedavi yöntemidir.
Kesme- dikme yok
Çünkü kuyruk sokumunda herhangi bir kesme ve doku çıkarma işlemi yapmıyoruz. Sadece ince bir lazer iğnesi ile delikten kıl dönmesi kesesi içine girerek kese duvarını yakıyoruz ve çıkıyoruz. İşlem toplam 5-10 dakika arası sürüyor.
Anesteziye gerek yok
Hastaların genel veya spinal anesteziye ihtiyacı olmamaktadır. Sadece hastanın isteği dahilinde sedasyon dediğimiz kendinden geçirme yöntemi ve lokal anestezi ile işlemi rahatlıkla yapabiliyoruz. Bazı hastalarımızı poliklinik şartlarında müdahalesini yapıp evine gönderiyoruz.
Ağrı yok
İşlem sırasında yaptığımız özel teknik lokal anestezi sayesinde hastalar ağrı olabilecek günleri çok rahat geçirmektedir. Ayrıca doku kaybı olmadığı için de ağrı süreleri kısalmaktadır.
Pansuman yok kısıtlama yok
Hastaların takip eden günlerde pansuman ihtiyacı olmamaktadır. İşlem ertesi gün hasta banyosunu yapabilmektedir. Ayrıca yeme içme kısıtlaması olmadığı gibi çalışma ve spor aktiviteleri gibi günlük hayatta da kısıtlama yapmıyoruz.
Hastanede yatış yok
Hastalarımızı işlem sonrası yaklaşık 2 saatlik bir takibin ardından evlerine sorunsuz bir şekilde gönderebiliyoruz.
İş gücü kaybı yok
İşlem sonrası hastalarımız devam eden gün işlerine başlayabilirler. Cerrahi tedavilerde bu süre 15-20 günü bulmaktadır.